Ana içeriğe atla

İtalyan Ressam Fernando Botero 91 Yaşında Hayatını Kaybetti

 


Kolombiyalı ünlü ressam ve heykeltıraş Fernando Botero, 91 yaşında hayatını kaybetti. Kolombiya Cumhurbaşkanı, sosyal medyadan: "Geleneklerimizin, kusurlarımızın, erdemlerimizin, şiddet ve barışın ressamı Fernando Botero vefat etti" mesajını paylaştı.

Bir süredir sağlık sorunları nedeniyle Monako Prensliği’ndeki bir tıp merkezinde tedavi gören Kolombiyalı ressam Fernando Botero, kendi isteğiyle evine nakledildikten birkaç gün sonra hayatını kaybetti. ​​​​​​​Botero’nun son günlerde zatürreye bağlı solunum sorunları yaşadığı belirtildi.

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Geleneklerimizin ve kusurlarımızın ressamı, erdemlerimizin ressamı, şiddet ve barışın ressamı Fernando Botero vefat etti” mesajını paylaştı.

Botero’nun kızı Lina Botero, babasının son beş gündür sağlık durumunun oldukça kötüleştiğini belirterek, “Babam 91 yaşında öldü ve bir bakıma bunu bekliyorduk. Olağanüstü bir hayatı vardı ve doğru zamanda aramızdan ayrıldı. Çok huzur içinde gitti, önemli olan budur. Tanrım onun işlerini nasıl yaptığını biliyor” ifadesini kullandı.

 Medellin Belediye Başkanlığı Botero’nun ölümü nedeniyle kentte 7 gün yas ilan edildiğini duyurdu.

Kolombiya tarihi için önemi

Resim, heykel ve çizimleriyle dünyada büyük şöhret kazanan Botero, Kolombiya ulusal tarihinin en büyük sanatçısı olarak kabul ediliyor. Uluslararası müzayedelerde milyonlarca dolara satılan Botero’nun eserleri ve koleksiyonlarından “Atlı Adam” heykeli, 2022’de New York’taki Christie’s müzayedesinde 4,3 milyon dolarak satılarak rekor kırdı.

Botero’nun 2004’te ülkede onlarca yıldır devam eden ve şiddeti tasvir eden “Geçit töreni”, “Araba Bombası”, Hüzün”, “Ağlayan Kadın” ve “Düşen Adam” yağlı boya eserleri Kolombiya’da ve dünyada büyük ses getirdi. Botero’nun eserleri ve heykelleri doğduğu şehir Medellin’in şehir meydanında ve başkent Bogota’da adına açılan Botero Müzesi’nde her gün yüzlerce yerli ve yabancı ziyaretçi akınına uğruyor.



BBC’nin haberine göre; gezgin bir satıcının oğlu olan Botero 1932 yılında doğdu. 20’li yaşlarında ABD’ye taşınmadan önce klasik sanatı keşfettiği Avrupa’ya seyahat etti. 1950’lerin sonlarında, “daha hacimli, daha anıtsal, daha abartılı, daha aşırı olan yeni bir boyut” keşfettiğini söyledi. 2014’te İspanya’nın El Mundo gazetesine verdiği demeçte, “Bir kadın, bir erkek, bir köpek ya da bir at resmi yapıyorsam, her zaman bu hacim fikriyle yapıyorum. Şişman kadın resmi yapmıyorum amacım boyutları genişletmek. Böylece daha fazla renk kullanımını mümkün kılacak şekilde alanı artırabiliyor ve dile getirmek istediğim biçim duygusallığını, zenginliğini ve dolgunluğunu daha iyi aktarabiliyorum” ifadesini kullanmıştı

Daha kasvetli eserlerinden bazıları Kolombiyalı gerilla savaşçılarını ve depremleri yansıtıyor. 2000’li yıllarda Irak’ta ABD tarafından işletilen Ebu Garip Hapishanesi’ndeki işkence sahnelerini resmetti. Sotheby’s Müzayede Evi’ne göre Botero’nun herhangi bir resmi ya da heykeli 2 milyon doların üzerinde satılıyor.



Fernando Botero’nun eserleri arasında kendi özgün tarzıyla ünlü sanat eserlerini yorumladığı resimler de bulunuyor. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sı ve Jan Van Eyck’ın Arnolfini’nin Evlenmesi bu eserlerden sadece birkaçı.

İtalya’da eşinin yanına defnedilecek

Botero, 19 Nisan 1932’de Antioquia yönetim bölgesinin başkenti Medellin’de dünyaya geldi. Botero’nun İtalya’nın kuzey Toskana kıyılarında yer alan Lucca kentindeki Pietrasanta kasabasında, birkaç ay önce yaşamını yitiren eşi Sophia Vari’nin yanına defnedileceği bildirildi.​​​​


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödül Aldı ama Vize Alamadı

Son dönemde yaşanan birbirinden ilginç vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman’a vize vermedi. Hollanda Kraliyeti’nin Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman Hollanda’dan vize alamadı. Son dönemde yaşanan vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü’ne layık gördüğü yönetmene vize vermedi. Ataman olayı twitter hesabında paylaştı. Hollanda’dan Cevap Geldi Yönetmen, “Hollanda kraliyetinden “Avrupa kültürüne vermiş olduğum katkılardan” dolayı ödül aldım (ne katkısı sormayın, sadece sanatçıyım). Hollanda’ya gitmek gerekti. Vize vermediler. Bu vesileyle Avrupa kültürüne dışarıdan katkı veriyor olduğumu idrak ettim” diye yazarak durumu eleştirdi. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu 1.3 milyon kez görüntülenen tweet’e yanıt verdi. Yönetmenden bir e-posta göndermesini isteyen konsolosluk, sürecin kontrol edileceğini yazdı. Ataman da e-postayı göndereceği cevabını verdi.

5.000 Yıllık Bir Gizem: İndus Vadisi Yazısını Çözene 1 Milyon Dolar Ödül!

 Tarih boyunca birçok antik uygarlık geride bıraktığı eserlerle günümüz insanına önemli ipuçları sundu. Mısır hiyeroglifleri, Sümer çivi yazısı ve Fenike alfabesi gibi sistemler, geçmişi anlamamıza yardımcı oldu. Ancak, bazı yazılar hâlâ gizemini koruyor ve arkeologlar ile dilbilimciler için büyük bir muamma olmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de İndus Vadisi Uygarlığı’nın geride bıraktığı, şimdiye kadar çözülememiş 5.000 yıllık yazı sistemi. Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinin başbakanı M.K. Stalin, bu antik yazıyı çözen kişiye veya ekibe 1 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Bu duyuru, dünya çapındaki akademisyenlerin ve tarih meraklılarının dikkatini çekti. İndus Vadisi Uygarlığı ve Gizemli Yazısı İndus Vadisi Uygarlığı, yaklaşık M.Ö. 3300 ile M.Ö. 1300 yılları arasında Hindistan ve Pakistan’ın bugünkü topraklarında varlığını sürdüren gelişmiş bir medeniyetti. Harappa ve Mohenjo-Daro gibi büyük şehirleriyle bilinen bu uygarlık, gelişmiş şehir planlaması, kanalizasyon sistemleri...

Asi Ruhun Fırçası: Gustave Courbet ve Gerçekçiliğin Doğuşu

Sanat tarihinde bazı isimler vardır ki, eserleriyle olduğu kadar kişiliğiyle de akıllara kazınır. İşte Gustave Courbet de tam olarak böyle bir isim. 19. yüzyıl Fransası'nda sanat dünyasını kasıp kavuran gerçekçilik akımının öncüsü, asi ruhlu bir ressam... Gelin, birlikte bu etkileyici sanatçının dünyasına ve eserlerine bir yolculuk yapalım. Doğu Fransa'nın Ornans kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Courbet, Paris'e hukuk okumaya gitse de kalbi hep sanat için attı. Louvre Müzesi'nin koridorlarında, eski ustaları inceleyerek kendi stilini geliştirmeye başladı. Ancak akademik sanatın katı kurallarına sıkışıp kalmak ona göre değildi. O, gündelik hayatı, sıradan insanları, doğayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla tuvale yansıtmak istiyordu. İşte bu istek, onu "gerçekçilik" akımının öncüsü haline getirecekti. Courbet'nin en bilinen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Ornans'taki Cenaze Töreni" (A Burial At Ornans). Devasa boyutl...