Ana içeriğe atla

Pablo Picasso’nun oğlu Claude Ruiz Picasso hayatını kaybetti


 

İspanyol ressam Pablo Picasso’nun oğlu fotoğrafçı ve yönetmen Claude Ruiz Picasso 76 yaşında hayatını kaybetti. Claude’nin ölüm nedeni açıklanmandı.

Gençliğinde ünlü fotoğrafçı Richard Avedon’un asistanı olarak çalışan Claude Ruiz Picasso, daha sonra Time Life, Vogue ve Saturday Review’da foto muhabirlik yaptı. Yaptığı çalışmalar ve babasının mirasının yöneticisi olarak 2011 yılında Fransa’nın en yüksek onuru Legion d’honneur Ödülü’ne layık görüldü.

Claude Ruiz Picasso, Picasso ile Françoise Gilot’un iki çocuğundan biriydi.Picasso’yu terk eden tek kadın olarak tanınan ve iki ay önce hayatını kaybeden Françoise Gilot, Picasso ile 10 yıl süren ilişkisini kaleme alan bir anı kitabı yazmıştı. Picasso, 1964 yılında yazılan “Picasso ile Hayat” isimli kitabının da piyasaya çıkmasını engellemeye çalışmış ve kitap piyasaya sürülünce de Gilot’tan olan çocukları Claude ve Paloma’yı bir daha görmemişti.


“Böyle bir role sahip olmayı beklemedim”

1970 yılında 22 yaşındaki Claude, Picasso’nun meşru oğlu ve varisi olarak tanınmak için dava açtı. Mahkeme Claude’nin lehine karar verince Claude ve Paloma, Picasso’nun ölümünden bir yıl sonra mirasçısı oldular. Picasso 1973 yılında 91 yaşında hayatını kaybettiğinde dev bir miras bıraktı: 1885 resim, 7089 çizim, 30 bin baskı, 150 eskiz defteri, 3222 seramik eser, milyonlarca nakit para… Fakat Picasso vasiyetini kaleme almadığı için mal varlılığının paylaşılması altı yıl sürdü. Sancılı geçen sürecin sonunda mal varlığı, Claude, Paloma, Maya ve iki torununun arasında paylaştırılmıştı.

Pablo Picasso’nun üç çocuğu ve iki torunu, Picasso’nun adının fikri ortak mülkiyeti paylaşsa da yalnızca Picasso’nun oğlu ve ailenin yöneticisi Claude Ruiz Picasso onaylama yetkisine sahipti. Claude, yazar John Richardson’a verdiği röportajda şöyle demişti: “Böyle bir role sahip olmayı ya da babamın mirası üzerinde etki sahibi olmayı asla beklemedim ve istemedim.”

Claude Picasso, evli ve iki çocuk babasıydı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödül Aldı ama Vize Alamadı

Son dönemde yaşanan birbirinden ilginç vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman’a vize vermedi. Hollanda Kraliyeti’nin Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman Hollanda’dan vize alamadı. Son dönemde yaşanan vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü’ne layık gördüğü yönetmene vize vermedi. Ataman olayı twitter hesabında paylaştı. Hollanda’dan Cevap Geldi Yönetmen, “Hollanda kraliyetinden “Avrupa kültürüne vermiş olduğum katkılardan” dolayı ödül aldım (ne katkısı sormayın, sadece sanatçıyım). Hollanda’ya gitmek gerekti. Vize vermediler. Bu vesileyle Avrupa kültürüne dışarıdan katkı veriyor olduğumu idrak ettim” diye yazarak durumu eleştirdi. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu 1.3 milyon kez görüntülenen tweet’e yanıt verdi. Yönetmenden bir e-posta göndermesini isteyen konsolosluk, sürecin kontrol edileceğini yazdı. Ataman da e-postayı göndereceği cevabını verdi.

5.000 Yıllık Bir Gizem: İndus Vadisi Yazısını Çözene 1 Milyon Dolar Ödül!

 Tarih boyunca birçok antik uygarlık geride bıraktığı eserlerle günümüz insanına önemli ipuçları sundu. Mısır hiyeroglifleri, Sümer çivi yazısı ve Fenike alfabesi gibi sistemler, geçmişi anlamamıza yardımcı oldu. Ancak, bazı yazılar hâlâ gizemini koruyor ve arkeologlar ile dilbilimciler için büyük bir muamma olmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de İndus Vadisi Uygarlığı’nın geride bıraktığı, şimdiye kadar çözülememiş 5.000 yıllık yazı sistemi. Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinin başbakanı M.K. Stalin, bu antik yazıyı çözen kişiye veya ekibe 1 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Bu duyuru, dünya çapındaki akademisyenlerin ve tarih meraklılarının dikkatini çekti. İndus Vadisi Uygarlığı ve Gizemli Yazısı İndus Vadisi Uygarlığı, yaklaşık M.Ö. 3300 ile M.Ö. 1300 yılları arasında Hindistan ve Pakistan’ın bugünkü topraklarında varlığını sürdüren gelişmiş bir medeniyetti. Harappa ve Mohenjo-Daro gibi büyük şehirleriyle bilinen bu uygarlık, gelişmiş şehir planlaması, kanalizasyon sistemleri...

Asi Ruhun Fırçası: Gustave Courbet ve Gerçekçiliğin Doğuşu

Sanat tarihinde bazı isimler vardır ki, eserleriyle olduğu kadar kişiliğiyle de akıllara kazınır. İşte Gustave Courbet de tam olarak böyle bir isim. 19. yüzyıl Fransası'nda sanat dünyasını kasıp kavuran gerçekçilik akımının öncüsü, asi ruhlu bir ressam... Gelin, birlikte bu etkileyici sanatçının dünyasına ve eserlerine bir yolculuk yapalım. Doğu Fransa'nın Ornans kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Courbet, Paris'e hukuk okumaya gitse de kalbi hep sanat için attı. Louvre Müzesi'nin koridorlarında, eski ustaları inceleyerek kendi stilini geliştirmeye başladı. Ancak akademik sanatın katı kurallarına sıkışıp kalmak ona göre değildi. O, gündelik hayatı, sıradan insanları, doğayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla tuvale yansıtmak istiyordu. İşte bu istek, onu "gerçekçilik" akımının öncüsü haline getirecekti. Courbet'nin en bilinen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Ornans'taki Cenaze Töreni" (A Burial At Ornans). Devasa boyutl...