Ana içeriğe atla

Azize Veronica: Bir mitin bin yılı aşan evrimi

Mattia Preti -Saint Veronica
Bugün birçok kilisede Azize Veronica ve örtüsü Haçın Aşamaları’ndan biri olarak yer almaktadır. Azize Veronica’yla beraber bu “Kutsal Yüz” olarak adlandırılan örtü resmedilse de daha eski eserlerde sadece “Kutsal Yüz” ve ya “Mandylion” adıyla, Azize Veronica’ya yer verilmeden bezin ve İsa’nın yüzünün tasvirleri yapılmıştır. Mandylion kelimesi kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte Arapça, Latince ve Süryanice’de karşımıza çıkar ve Türkçe’ye de mendil olarak yansımıştır. Azize Veronica hakkında en çok bilinen hikaye, Ortodoks ve Katolikler tarafından da kabul edilen, Azize Veronica’nın İsa sırtında haçını Golgotha tepesine götürürken ona yardım edip, terini silmesi için örtüsünü verdiğidir. Bu örtüyü verdikten sonra İsa yüzünü siler ve örtüyü geri verir. İsa örtüyü geri verdiğinde mucizevi olarak İsa’nın suretinin örtüye geçer. Bu bez aynı zamanda Katolikler tarafından rölik, hatta Acheiropoieta (İnsan eliyle yapılmamış) olarak da kabul edilir. Aynı zamanda bu hikaye Bollandistler’in hazırladığı Acta Sactorum’da da geçmektedir. Bu hikayenin bir çok varyasyonu olduğundan dolayı bu rölikten birden fazla farklı kiliselerde bulunmaktadır. Azize Veronica’nın bu hikayesi aynı zamanda ilk ikonaların da ortaya çıkışı olarak anılır. Ancak Azize Veronica’nın bu hikayesi İncil’de geçmez. Veronica ismi Apokrif incillerden biri olan Nicodemus İncil’inde kanayan kadın “Bleeding Woman” olarak, İsa’nın yardım ettiği hasta kadının adı olarak verilir. Yani asıl Azize Veronica’yla bir bağlantısı yoktur.

Veronica ismi Latince Vera, Eski Grekçe “Eikone” kelimeleri biraraya getirilerek oluşturulduğu düşünülüyor. Latince Vera “Doğru”, Eski Grekçe “Eikone” “resim, görüntü” anlamına gelmektedir. Veronica’nın da “Doğru Görüntü” olarak Hz. İsa’nın suretini temsil etmesi için oluşturulmuş bir kişi olduğu düşünülmektedir. Çünkü 12. yy’dan önce Azize Veronica’nın adı geçmemektedir.
Bazı eserler ise “Image of Edessa” yani “Edessa’nın resmi” olarak yer vermiştir. Edessa’nın resmi de benzer bir hikayeye sahiptir ve kökeni aynıdır. Fakat Azize Veronica’ya bu hikayede yer verilmemiştir. Bu bilinen hikaye Sina Manastırı’nda İsa’nın görüntüsü olan bez parçası ile resmedilmiştir. Fakat bu hikayenin bilinen en eski kaynağında bu bez parçası hikayede hiçbir şekilde bulunmamaktadır. Bu Edessa’nın resminin hikayesine en eski kaynak olarak üçüncü yüzyılın sonu, dördüncü yüzyılın başında yaşamış olan hristiyan tarih yazarı Caesera’lı Eusebios “Kilise Tarihi” kitabında yer verilmiştir.[i]

Eusebios’a göre Kral Abgar’ın gönderdiği mektup ve İsa’nın cevap verdiği mektup Eusebios’un yaşadığı dönemde hala Edessa şehrinde Süryani dilinde bulunmaktadır. Ancak bugün hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Eusebios’un aktardığı hikayede Edessa Kralı Abgar[ii], İsa’nın mucizelerinden haberdar olup bir mektup ile İsa’dan kendi hastalığı için yardım diledi. Ardından da yetmiş inanan arasında yer alan Thaddeus’u Edessa’ya yolladı. Thaddeus orada İsa’nın öğrettiklerini yaymaktan sorumluydu. Sonra Thaddeus kralın ismini söyleyerek ellerini onun üzerine koydu. Bunu yapmasından hemen sonra Abgar hastalığından kurtuldu ve iyileşti.

Edessa’nın resimlerinde sürekli örtüyü teslim eden Thaddeus ve teslim alan Abgar’a yer verilirken, dördüncü yüzyıl yazarı Eusebius’un metininde anlatılan bu olayda örtünün de yer almadığını ve sadece mektuplaşmanın olduğunu görüyoruz. Ancak Katolikler bu olayda örtü verildiğini ve İsa’nın suretini de bu sayede bildiklerini düşünmektedirler. Zamanla bu örtünün kopyalarının yapıldığına hatta bir kısmı Edessa’dan bu örtünün vatikan’a getirildiğine inanmaktadır. Katolik Ansiklopedisi’nde de Abgar’a yazılan mektuplar halen Edessa, bugünkü Şanlı Urfa’nın surlarında gizli bir bölmede saklandığı yazılmaktadır. Ancak bununla ilgili bir kaynak ve bilgi mevcut değildir. Böylelikle Edessa’nın Görüntüsü’nün uzun bir süre geçirerek, farklılaşarak Katolik dünyasında Veronica’nın Örtüsü’ne dönüştüğünü söyleyebiliriz.

Alihan Altın

Kaynakça

Dégert, A. Catholic Encyclopedia (1913) Volume 15/St. Veronica
Eusebius, Ecclesiastical History, Books I-V (1926) (Loeb Classical Library, №153)
Justo Gonzales (1984) The Story of Christianity “14 — Official Theology: Eusebius of Caesarea”

[i] Eusebios’un Kilise Tarihi kitabının birinci kitap, on üçüncü bölümünde bu hikayeye yer verilmiştir.

[ii] Eusebios kitabında Edessa krallığı olarak bahsettiği ülke Osroene’dir. Edessa bu krallığın başkenti günümüz Şanlıurfa’dır. Aynı zamanda bu krallıkta birden fazla Abgar adında kral olmasına rağmen kitapta hangisi olduğundan bahsetmemiştir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödül Aldı ama Vize Alamadı

Son dönemde yaşanan birbirinden ilginç vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman’a vize vermedi. Hollanda Kraliyeti’nin Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman Hollanda’dan vize alamadı. Son dönemde yaşanan vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü’ne layık gördüğü yönetmene vize vermedi. Ataman olayı twitter hesabında paylaştı. Hollanda’dan Cevap Geldi Yönetmen, “Hollanda kraliyetinden “Avrupa kültürüne vermiş olduğum katkılardan” dolayı ödül aldım (ne katkısı sormayın, sadece sanatçıyım). Hollanda’ya gitmek gerekti. Vize vermediler. Bu vesileyle Avrupa kültürüne dışarıdan katkı veriyor olduğumu idrak ettim” diye yazarak durumu eleştirdi. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu 1.3 milyon kez görüntülenen tweet’e yanıt verdi. Yönetmenden bir e-posta göndermesini isteyen konsolosluk, sürecin kontrol edileceğini yazdı. Ataman da e-postayı göndereceği cevabını verdi.

5.000 Yıllık Bir Gizem: İndus Vadisi Yazısını Çözene 1 Milyon Dolar Ödül!

 Tarih boyunca birçok antik uygarlık geride bıraktığı eserlerle günümüz insanına önemli ipuçları sundu. Mısır hiyeroglifleri, Sümer çivi yazısı ve Fenike alfabesi gibi sistemler, geçmişi anlamamıza yardımcı oldu. Ancak, bazı yazılar hâlâ gizemini koruyor ve arkeologlar ile dilbilimciler için büyük bir muamma olmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de İndus Vadisi Uygarlığı’nın geride bıraktığı, şimdiye kadar çözülememiş 5.000 yıllık yazı sistemi. Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinin başbakanı M.K. Stalin, bu antik yazıyı çözen kişiye veya ekibe 1 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Bu duyuru, dünya çapındaki akademisyenlerin ve tarih meraklılarının dikkatini çekti. İndus Vadisi Uygarlığı ve Gizemli Yazısı İndus Vadisi Uygarlığı, yaklaşık M.Ö. 3300 ile M.Ö. 1300 yılları arasında Hindistan ve Pakistan’ın bugünkü topraklarında varlığını sürdüren gelişmiş bir medeniyetti. Harappa ve Mohenjo-Daro gibi büyük şehirleriyle bilinen bu uygarlık, gelişmiş şehir planlaması, kanalizasyon sistemleri...

Asi Ruhun Fırçası: Gustave Courbet ve Gerçekçiliğin Doğuşu

Sanat tarihinde bazı isimler vardır ki, eserleriyle olduğu kadar kişiliğiyle de akıllara kazınır. İşte Gustave Courbet de tam olarak böyle bir isim. 19. yüzyıl Fransası'nda sanat dünyasını kasıp kavuran gerçekçilik akımının öncüsü, asi ruhlu bir ressam... Gelin, birlikte bu etkileyici sanatçının dünyasına ve eserlerine bir yolculuk yapalım. Doğu Fransa'nın Ornans kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Courbet, Paris'e hukuk okumaya gitse de kalbi hep sanat için attı. Louvre Müzesi'nin koridorlarında, eski ustaları inceleyerek kendi stilini geliştirmeye başladı. Ancak akademik sanatın katı kurallarına sıkışıp kalmak ona göre değildi. O, gündelik hayatı, sıradan insanları, doğayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla tuvale yansıtmak istiyordu. İşte bu istek, onu "gerçekçilik" akımının öncüsü haline getirecekti. Courbet'nin en bilinen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Ornans'taki Cenaze Töreni" (A Burial At Ornans). Devasa boyutl...