Ana içeriğe atla

Berlin'deki Pergamon Müzesi Büyük Tadilat İçin Kapanıyor, Bir Kısmı 14 Yıl Boyunca Açılmayacak


 

Berlin'in Müzeler Adası'ndaki Pergamon Müzesi, bu Ekim ayında başlayacak uzun vadeli bir yenileme projesi nedeniyle üç buçuk yıllığına tamamen kapanacak. Müzenin kuzey ve orta kesimlerinde halihazırda yenileme çalışmaları yapılıyor, ancak güney kanadı 2037 yılına kadar yeniden açılmayacak.

Alman Deutsche Welle'ye göre , 20. yüzyılın başlarındaki binanın bir kısmı "yapısal olarak zayıf durumda", bu da onu ziyaretçilere ve sergilere uygun hale getirmiyor. Restorasyon çalışmaları, nem ve eskimiş teknik sistemler gibi faktörlerin neden olduğu yapısal hasarlara odaklanacak.Kapsamlı onarımların tahmini olarak 1,5 milyon Euro'ya (1,6 milyon $) mal olması bekleniyor. 

İlk bölümün restorasyonunun 489 milyon Euro’ya mal olduğu bildirildi. İkinci kısım için ise 722 milyon 400 bin Euro öngörüldü. Buna ek olarak, riskler ve fiyat artışları için şu ana kadar 295 milyon 600 bin Euro hesaplama yapıldı. Bu da toplam maliyetin 1.5 milyar Euro’ya ulaşabileceği anlamına geliyor. Binanın bu kısmının, özellikle nem girişi, cepheler ve çatılar nedeniyle yenilenmesi gerekiyor. Teknik tesisatların da eski olduğu belirtildi. Bunun yanı sıra, yeni bir bina olarak dördüncü bir kanat planlanıyor. Ayrıca Müzeler Adası’ndaki binaların birbirine bağlanması da planlanıyor. Bergama Müzesi, 1910 ve 1930 yılları arasında inşa edildi ve Müzeler Adası’nın en bilinen parçası. Beş tarihi müze binasından oluşan Müzeler Adası, özel önemi nedeniyle 1999 yılından bu yana Unesco tarafından Dünya Mirası olarak sınıflandırıldı. Klasik Eski Eserler Koleksiyonu, Antik Yakın Doğu Müzesi ve İslam Sanatı Müzesi’ni içeren Bergama, Almanya’daki sayılı müzelerden biri olarak her yıl 1 milyondan fazla ziyaretçi ağırlıyor. Koronavirüs salgınından önce inşaat nedeniyle ilk kapanışlara rağmen 2019’da 804 bin ziyaretçi ağırladı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödül Aldı ama Vize Alamadı

Son dönemde yaşanan birbirinden ilginç vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman’a vize vermedi. Hollanda Kraliyeti’nin Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman Hollanda’dan vize alamadı. Son dönemde yaşanan vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü’ne layık gördüğü yönetmene vize vermedi. Ataman olayı twitter hesabında paylaştı. Hollanda’dan Cevap Geldi Yönetmen, “Hollanda kraliyetinden “Avrupa kültürüne vermiş olduğum katkılardan” dolayı ödül aldım (ne katkısı sormayın, sadece sanatçıyım). Hollanda’ya gitmek gerekti. Vize vermediler. Bu vesileyle Avrupa kültürüne dışarıdan katkı veriyor olduğumu idrak ettim” diye yazarak durumu eleştirdi. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu 1.3 milyon kez görüntülenen tweet’e yanıt verdi. Yönetmenden bir e-posta göndermesini isteyen konsolosluk, sürecin kontrol edileceğini yazdı. Ataman da e-postayı göndereceği cevabını verdi.

5.000 Yıllık Bir Gizem: İndus Vadisi Yazısını Çözene 1 Milyon Dolar Ödül!

 Tarih boyunca birçok antik uygarlık geride bıraktığı eserlerle günümüz insanına önemli ipuçları sundu. Mısır hiyeroglifleri, Sümer çivi yazısı ve Fenike alfabesi gibi sistemler, geçmişi anlamamıza yardımcı oldu. Ancak, bazı yazılar hâlâ gizemini koruyor ve arkeologlar ile dilbilimciler için büyük bir muamma olmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de İndus Vadisi Uygarlığı’nın geride bıraktığı, şimdiye kadar çözülememiş 5.000 yıllık yazı sistemi. Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinin başbakanı M.K. Stalin, bu antik yazıyı çözen kişiye veya ekibe 1 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Bu duyuru, dünya çapındaki akademisyenlerin ve tarih meraklılarının dikkatini çekti. İndus Vadisi Uygarlığı ve Gizemli Yazısı İndus Vadisi Uygarlığı, yaklaşık M.Ö. 3300 ile M.Ö. 1300 yılları arasında Hindistan ve Pakistan’ın bugünkü topraklarında varlığını sürdüren gelişmiş bir medeniyetti. Harappa ve Mohenjo-Daro gibi büyük şehirleriyle bilinen bu uygarlık, gelişmiş şehir planlaması, kanalizasyon sistemleri...

Asi Ruhun Fırçası: Gustave Courbet ve Gerçekçiliğin Doğuşu

Sanat tarihinde bazı isimler vardır ki, eserleriyle olduğu kadar kişiliğiyle de akıllara kazınır. İşte Gustave Courbet de tam olarak böyle bir isim. 19. yüzyıl Fransası'nda sanat dünyasını kasıp kavuran gerçekçilik akımının öncüsü, asi ruhlu bir ressam... Gelin, birlikte bu etkileyici sanatçının dünyasına ve eserlerine bir yolculuk yapalım. Doğu Fransa'nın Ornans kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Courbet, Paris'e hukuk okumaya gitse de kalbi hep sanat için attı. Louvre Müzesi'nin koridorlarında, eski ustaları inceleyerek kendi stilini geliştirmeye başladı. Ancak akademik sanatın katı kurallarına sıkışıp kalmak ona göre değildi. O, gündelik hayatı, sıradan insanları, doğayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla tuvale yansıtmak istiyordu. İşte bu istek, onu "gerçekçilik" akımının öncüsü haline getirecekti. Courbet'nin en bilinen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Ornans'taki Cenaze Töreni" (A Burial At Ornans). Devasa boyutl...