Ana içeriğe atla

Hataylı heykeltıraş depremde az hasar gören Fatih Sultan Mehmet'in heykelini bitirmeye çalışıyor


 Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaşayan heykeltıraş Rıfat Üstündağ, deprem dolayısıyla az hasar gören Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'a girişinin tasvir edildiği kabartma heykelini tamamlamak için uğraşıyor.


Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaşayan heykeltıraş Rıfat Üstündağ, deprem dolayısıyla az hasar gören Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'a girişinin tasvir edildiği kabartma heykelini tamamlamaya çalışıyor.


Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen İskenderun'un Nergizlik Mahallesi'nde yaşayan Üstündağ, yapması hayli zor olan 3 boyutlu kabartma heykeline 2 yıl önce başladığını söyledi.


Üstündağ, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'un Fethi'nde şehre girişinin anlatıldığı kabartmanın 160 santimetre uzunluğunda, 150 santimetre genişliğinde olduğunu belirtti.


Türk tarihini en iyi şekilde anlatmak için bu heykeli yaptığını vurgulayan Üstündağ, atölyesinde kalın bir zincirle astığı heykelde, deprem dolayısıyla, Fatih Sultan Mehmet'in hocası olarak bilinen ve İstanbul'un fethinde önemli rol oynayan Akşemseddin'in kabartmasının zarar gördüğü anlattı.

Depremin ardından bu zararı onarmak için çalışmalara başladığını aktaran Üstündağ, şöyle devam etti:


"Yaklaşık 2 seneden beri bunun üzerinde çalışıyorum. Tamamen bitti diyebiliriz. Sadece montajları kaldı. Depremde sadece Akşemseddin hocamız az bir şey oynadı. Depremden önce finaldeydik zaten. Depremde kazasız belasız ayakta kalmayı başardık. Şu an bitme aşamasında, üstelik bu acı şeylerin üzerine bizim tekrar ayakta olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. 'Biz yıkılmadık ayaktayız' diyoruz. Konstantinopolis'i İstanbul yaptık. 'İstanbul gene biz de ve ayaktayız' diyoruz. Dünyaya bunu hatırlatmak istiyoruz. Yakında da inşallah tamamen bitecek. Bunun yerinin neresi olacağına hep beraber karar vereceğiz. Nereye takdim edileceği, nereye asılacağı..."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödül Aldı ama Vize Alamadı

Son dönemde yaşanan birbirinden ilginç vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman’a vize vermedi. Hollanda Kraliyeti’nin Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman Hollanda’dan vize alamadı. Son dönemde yaşanan vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü’ne layık gördüğü yönetmene vize vermedi. Ataman olayı twitter hesabında paylaştı. Hollanda’dan Cevap Geldi Yönetmen, “Hollanda kraliyetinden “Avrupa kültürüne vermiş olduğum katkılardan” dolayı ödül aldım (ne katkısı sormayın, sadece sanatçıyım). Hollanda’ya gitmek gerekti. Vize vermediler. Bu vesileyle Avrupa kültürüne dışarıdan katkı veriyor olduğumu idrak ettim” diye yazarak durumu eleştirdi. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu 1.3 milyon kez görüntülenen tweet’e yanıt verdi. Yönetmenden bir e-posta göndermesini isteyen konsolosluk, sürecin kontrol edileceğini yazdı. Ataman da e-postayı göndereceği cevabını verdi.

5.000 Yıllık Bir Gizem: İndus Vadisi Yazısını Çözene 1 Milyon Dolar Ödül!

 Tarih boyunca birçok antik uygarlık geride bıraktığı eserlerle günümüz insanına önemli ipuçları sundu. Mısır hiyeroglifleri, Sümer çivi yazısı ve Fenike alfabesi gibi sistemler, geçmişi anlamamıza yardımcı oldu. Ancak, bazı yazılar hâlâ gizemini koruyor ve arkeologlar ile dilbilimciler için büyük bir muamma olmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de İndus Vadisi Uygarlığı’nın geride bıraktığı, şimdiye kadar çözülememiş 5.000 yıllık yazı sistemi. Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinin başbakanı M.K. Stalin, bu antik yazıyı çözen kişiye veya ekibe 1 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Bu duyuru, dünya çapındaki akademisyenlerin ve tarih meraklılarının dikkatini çekti. İndus Vadisi Uygarlığı ve Gizemli Yazısı İndus Vadisi Uygarlığı, yaklaşık M.Ö. 3300 ile M.Ö. 1300 yılları arasında Hindistan ve Pakistan’ın bugünkü topraklarında varlığını sürdüren gelişmiş bir medeniyetti. Harappa ve Mohenjo-Daro gibi büyük şehirleriyle bilinen bu uygarlık, gelişmiş şehir planlaması, kanalizasyon sistemleri...

Asi Ruhun Fırçası: Gustave Courbet ve Gerçekçiliğin Doğuşu

Sanat tarihinde bazı isimler vardır ki, eserleriyle olduğu kadar kişiliğiyle de akıllara kazınır. İşte Gustave Courbet de tam olarak böyle bir isim. 19. yüzyıl Fransası'nda sanat dünyasını kasıp kavuran gerçekçilik akımının öncüsü, asi ruhlu bir ressam... Gelin, birlikte bu etkileyici sanatçının dünyasına ve eserlerine bir yolculuk yapalım. Doğu Fransa'nın Ornans kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Courbet, Paris'e hukuk okumaya gitse de kalbi hep sanat için attı. Louvre Müzesi'nin koridorlarında, eski ustaları inceleyerek kendi stilini geliştirmeye başladı. Ancak akademik sanatın katı kurallarına sıkışıp kalmak ona göre değildi. O, gündelik hayatı, sıradan insanları, doğayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla tuvale yansıtmak istiyordu. İşte bu istek, onu "gerçekçilik" akımının öncüsü haline getirecekti. Courbet'nin en bilinen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Ornans'taki Cenaze Töreni" (A Burial At Ornans). Devasa boyutl...