Ana içeriğe atla

Şevket Dağ Sergisi Folkart Gallery’de açıldı

 Folkart Gallery, “Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam: Şevket Dağ” adlı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergide Şevket Dağ'ın 60 eseri, kişisel eşyaları ve birçok yazışması yer alıyor.



Türk resim tarihinin en önemli ressamlarından Şevket Dağ'ın eserlerinden oluşan sergi Folkart Gallery'de sanatseverlerle buluştu. 42 farklı koleksiyoner ve eser sahibi kurumun eserlerini verdiği “Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam: Şevket Dağ” sergisinde 60 eser yer alırken Şevket Dağ'ın başyapıtı olarak gösterilen “Ayasofya İçi” adlı eser de sahnelendi.


Serginin proje direktörlüğünü Fahri Özdemir üstlenirken küratörlüğünü ise Özdemir Erdem yaptı. Sergide ressam Dağ'ın eskiz defterleri, kullandığı paleti, şövalesi, boya kutusu, fotoğrafları gibi kişisel eşyaları ve de birçok yazışması da yer aldı. Sergi nedeniyle “Zaman ve Mekanın Büyüsünde Bir Ressam: Şevket Dağ” adlı Türkçe ve İngilizce, 320 sayfalık bir albüm de hazırlandı. Albümde, Sinan Genim, Fahri Özdemir, Evrim Altuğ, Malik Aksel, Cemal Tollu ve Şeref Akdik'in yazılarının yanı sıra, eserleri ve kendisiyle ilgili doküman ve objelere de yer verildi.


Folkart Gallery, pazartesi günleri hariç, hafta içi 10.00-19.00, hafta sonu ise saat 10:00-18:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir.



“ÇOK ZOR OLDU, ÇOK EMEK VERDİK”

Folkart Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Sancak, “Şevket Dağ Türk resminin en önemli sanatçılarından bir tanesi. Yaşamı boyunca bilinen toplam 250 eseri var. Bunların yaklaşık 100'ü kayıp. Nerede olduğu bilinmiyor. Biz bu sergi için 150'sinden 60'ını bir araya getirebildik. Çok zor oldu, çok emek verdik. Eserlerin sergilenmesi için izin veren koleksiyonerlere ayrıca teşekkür ederim. Birkaç yıldır üzerinde çalıştığımız bir sergi. Eserleri yakından görünce, gerçekten emeğimize değdiğini hissettim. Bütün İzmirlileri, bütün Türkiye'yi bu sergiye davet ediyorum. Kaçırılmaması gereken bir sergi. Örnek vermek gerekirse, “Ayasofya İçi” eseri, 1943 yılından beri aynı duvarda duruyordu. İlk defa bugün burada sergileniyor. Birçok eser buna benzer hikayeye sahip. Bu kapsamda yapılmış en büyük Şevket Dağ sergisi. Bunu Ankara'ya da İstanbul'a da taşıyacağız” dedi. 


'TÜRKİYE'DEKİ RESİM ORGANİZASYONLARINDAKİ EN ÖNEMLİ FİGÜR'

Folkart Gallery Koordinatörü Fahri Özdemir, sergi için uzun süredir çalışıldığını 3,5 - 4 yıllık bir hazırlık sürecinin olduğunu söyledi. Özdemir, “Birçok kurum, kuruluştan, özel koleksiyonerlerden eserler topladık. Şevket Dağ'ın ‘Türkiye tarihinde açılmış ilk kişisel sergisi'’ diyebiliriz. Türkiye'deki resim organizasyonlarındaki en önemli figür. Sergide 1944’e kadar olan bir süreci göreceksiniz. Mimarinin nasıl değiştiğini göreceksiniz. Sanatseverlerin kaçırmamasını öneririm” diye konuştu.


“FOLKART, ZORU BAŞARDI”

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Toprak, şunları söyledi:


“Folkart, çok önemli bir işlev görüyor. Folkart, İzmir'in kültür yaşamında, sanat alanında bu galerisiyle önemli bir boşluğu dolduruyor. Fahri Bey'in seçkisi son derece düzgün bir seçki. Ulaşılması zor birtakım materyallerin bir araya getirilmesi sonucu ortaya çıkıyor. Şevket Dağ'ı çalışmak son derece zor bir alan. Hemen hemen hiçbir şey bulamadık başlangıçta. Folkart, zoru başardı ve bize değerli bir sergi hediye etti. Şevket Dağ'ın resmi bize birçok yeni ufuk açıyor. Şevket Dağ’da dinsel mekanların ayrı bir yeri var. Bu mekanların renklendirilişi çok nadirdir. Bu bağlamda, Şevket Dağ bizlere geniş bir ufuk açıyor.” 


“TARİHE ÇOK DEĞERLİ BİR KAYIT”

Sergide 5 eserin yer alması için izin veren Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfi Kenan ise, “Şu an Atatürk Eğitim Fakültemizde dekanlıkta bulunan eserlerden bazıları burada sergileniyor. Ben bu sergiyi çok değerli ve anlamlı buluyorum. Bir imparatorluğun son dönemi, Cumhuriyetin ilk yılları, tarihi eserlerin o anki görünümlerini Şevket Dağ’ın fırçasından görüyoruz. Tarihe çok değerli bir kayıt düşüyor. Bu güzel ve anlamlı sergi için Folkart’a teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.



“FOLKART’A MİNNETTARIZ”

Sergiyi ziyaret eden Mimar Sinan Genim de, “Folkart’a minnettarız. Şevket Dağ çok önemli bir ressamdı. Ressamlığın yanı sıra eğiticiliği çok önemliydi. Çok çalışkan birisi. Atölyenin dışında resim yapmayı öğrencilerine aktardı. Resmin Türk toplumunda yeniden değer kazanması için de Osmanlı Ressamlar Cemiyeti ve Cumhuriyet sonrası Türk Ressamlar Cemiyeti'nde önemli görevler alıyor. Bu onun ilk toplu resim sergisi. İlk kez 1902 yılında bir muhallebici dükkanında 5 eseri ile sergisini açan Şevket Dağ, daha sonra 1944 yılına kadar çeşitli sergilere eserleriyle katılıyor. Vefat ettikten sonra da eserleri farklı karma sergilerde yer alıyor. Ancak bugüne kadar sadece Şevket Dağ eserlerinin yer aldığı herhangi bir sergi düzenlenmiyor” ifadelerini kullandı. 


ŞEVKET DAĞ KİMDİR?

Türk resminde mekan içlerini en iyi şekilde resmeden ressam olarak gösterilen Şevket Dağ; Atatürk’ün isteği ile iki (Siirt Milletvekilliği), İsmet İnönü’nün de isteğiyle bir dönem (Konya Milletvekilliği) milletvekilliği yapıyor. Şevket Dağ, milletvekilliği döneminde bile “Ressam” titrini kullanması, imzasında palete yer vermesi ile biliniyor. Çeşitli kurumlarda resim öğretmenliği yapan Şevket Dağ, aynı zamanda çok iyi bir saat tamircisi sanatkârı olarak da tanınıyor. Saat tamiri ile zamanın durmasını engelleyen Şevket Dağ, mekan tasvirleri ile de Ayasofya gibi tarihi mekanları tüm detayları ile resimlerine yansıtarak ölümsüzleştiriyor. Osmanlı Ressamlar Cemiyeti'nin kurucu üyelerinden Şevket Dağ, 23 Mayıs 1944'te yaşama veda ediyor.


Kaynak Linki

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ödül Aldı ama Vize Alamadı

Son dönemde yaşanan birbirinden ilginç vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman’a vize vermedi. Hollanda Kraliyeti’nin Onur Ödülü verdiği yönetmen Kutluğ Ataman Hollanda’dan vize alamadı. Son dönemde yaşanan vize krizlerine bir yenisi eklendi. Hollanda, Kraliyet Onur Ödülü’ne layık gördüğü yönetmene vize vermedi. Ataman olayı twitter hesabında paylaştı. Hollanda’dan Cevap Geldi Yönetmen, “Hollanda kraliyetinden “Avrupa kültürüne vermiş olduğum katkılardan” dolayı ödül aldım (ne katkısı sormayın, sadece sanatçıyım). Hollanda’ya gitmek gerekti. Vize vermediler. Bu vesileyle Avrupa kültürüne dışarıdan katkı veriyor olduğumu idrak ettim” diye yazarak durumu eleştirdi. Hollanda İstanbul Başkonsolosluğu 1.3 milyon kez görüntülenen tweet’e yanıt verdi. Yönetmenden bir e-posta göndermesini isteyen konsolosluk, sürecin kontrol edileceğini yazdı. Ataman da e-postayı göndereceği cevabını verdi.

5.000 Yıllık Bir Gizem: İndus Vadisi Yazısını Çözene 1 Milyon Dolar Ödül!

 Tarih boyunca birçok antik uygarlık geride bıraktığı eserlerle günümüz insanına önemli ipuçları sundu. Mısır hiyeroglifleri, Sümer çivi yazısı ve Fenike alfabesi gibi sistemler, geçmişi anlamamıza yardımcı oldu. Ancak, bazı yazılar hâlâ gizemini koruyor ve arkeologlar ile dilbilimciler için büyük bir muamma olmayı sürdürüyor. Bunlardan biri de İndus Vadisi Uygarlığı’nın geride bıraktığı, şimdiye kadar çözülememiş 5.000 yıllık yazı sistemi. Hindistan'ın Tamil Nadu eyaletinin başbakanı M.K. Stalin, bu antik yazıyı çözen kişiye veya ekibe 1 milyon dolar ödül verileceğini duyurdu. Bu duyuru, dünya çapındaki akademisyenlerin ve tarih meraklılarının dikkatini çekti. İndus Vadisi Uygarlığı ve Gizemli Yazısı İndus Vadisi Uygarlığı, yaklaşık M.Ö. 3300 ile M.Ö. 1300 yılları arasında Hindistan ve Pakistan’ın bugünkü topraklarında varlığını sürdüren gelişmiş bir medeniyetti. Harappa ve Mohenjo-Daro gibi büyük şehirleriyle bilinen bu uygarlık, gelişmiş şehir planlaması, kanalizasyon sistemleri...

Asi Ruhun Fırçası: Gustave Courbet ve Gerçekçiliğin Doğuşu

Sanat tarihinde bazı isimler vardır ki, eserleriyle olduğu kadar kişiliğiyle de akıllara kazınır. İşte Gustave Courbet de tam olarak böyle bir isim. 19. yüzyıl Fransası'nda sanat dünyasını kasıp kavuran gerçekçilik akımının öncüsü, asi ruhlu bir ressam... Gelin, birlikte bu etkileyici sanatçının dünyasına ve eserlerine bir yolculuk yapalım. Doğu Fransa'nın Ornans kasabasında, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Courbet, Paris'e hukuk okumaya gitse de kalbi hep sanat için attı. Louvre Müzesi'nin koridorlarında, eski ustaları inceleyerek kendi stilini geliştirmeye başladı. Ancak akademik sanatın katı kurallarına sıkışıp kalmak ona göre değildi. O, gündelik hayatı, sıradan insanları, doğayı olduğu gibi, tüm çıplaklığıyla tuvale yansıtmak istiyordu. İşte bu istek, onu "gerçekçilik" akımının öncüsü haline getirecekti. Courbet'nin en bilinen eserlerinden biri, hiç şüphesiz "Ornans'taki Cenaze Töreni" (A Burial At Ornans). Devasa boyutl...